27 Haziran 2010

Ay'kutlu Yıllar


Fenerbahçe taraftarının kulübede görebilmek uğruna şampiyonluğu feda edebileceği bir kaç canlıdan birisidir Kocaman Aykut..

Öyle kaşlarını çatarak, suskun takılarak, bedavadan 'efendi adam' sıfatını kazanmadı Aykut.. Kendisi için 1996 yılında çok farklı gündemler varken, o, Trabzonspor maçından sonra "Bütün bir sezon uğraşıyorsunuz ve bütün emekleriniz tek bir maçla heba oluyor. Kendi galibiyetimize seviniyorum ama Trabzonlu arkadaşlarım için daha çok üzülüyorum" diyebilecek kadar delikanlı olduğunu yıllar önce ispat etmiştir herkese.. Eliyle gol attığı maçtan sonra uzatılan mikrofonlara "evet, golü elimle attım" diyendir o.. Tıpkı yaptığı ortanın güzel bir gol olması sonucunda "niyetim orta yapmaktı, yanlışlıkla gol oldu, iyi oldu" demesi gibi..

Takımın başına gelişi tartışma konusu olabilir, fakat, 'Onursuz Daum' ve diğerlerinin arkasından kuyu kazdıklarını bildiği halde, sırf Fenerbahçe'nin zarar görmemesini istediği için koca bir sezon boyu 'susmuştur'.. Kişiliği tartışıldı, karizması yok, görevi belli değil denildi, Aykut eziliyor denildi.. O hep sustu..
Şimdi artık yılların hasreti dindi..

Yazının başında belirttiğim gibi uğruna şampiyonluğun bile feda edilebileceği bir adam geldi.. Camiayı birleştirebilecek tek isimdi o bana göre..

Kişisel olarak Fenerbahçeli oluşumun sebebidir demiştim bir travma gecesinin sonunda..
Mahallede gol attıktan sonra bağırdığım isimdir Kocaman Aykut.. Belli bir kuşağın isim babasıdır.. Diğerlerine antipatik gelmeyen nadir Fenerbahçelilerdendir.. 'Onursuz Daum'a istinaden "nasıl kovdu aykut kocaman" tezahüratının sebebidir..

Şu dönem bez parçalarının üzerinde sevdasını bir elinde fırça, bir elinde boya ile anlatmaya çalışan gençlerin, o boyumuzu aşan set pankartlarını yapan adamların, koreografi için kartonları tek tek binlerce koltuğa dizen güzel insanların boş arsalarda top koşturduğu zaman, -yani kısa şortlarla dolandığımız vakitler- sen de bizler için, Fenerbahçe için ter döküyordun ya hani.. Hocaaam; şimdi yine Fenerbahçe için terleme zamanı.. Bu sefer farklı bir coşkuyla.. Bu sefer hepimiz mutluyuz..

Yaşasın Çocukluğumuz!

Şimdi, tribün dalgalanmaları arasında yaşananan olumsuzluklardan ziyade, yapılmak istenilen tribün formatı inceden "çıtlayan nağmeler" olsada, sessizce başlıyoruz arkadaşlar;

Kalbimden kosKOCAMAN bir sevda geçer
İnsanı uzaklardan yakına çeker

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder