9 Nisan 2010

Ben Yalnızım, 10 Yaşındayım..


-Koş bi ekmek kap gel‚ sofraya oturucaz hadi oğlum..

Terlikleri giydiğim gibi fırlardım sokağa.. Ne de olsa sonunda ikramiyeyi indireceğim cebe.. Ekmek 9 bin lira‚ bana verdiler 20 bin lira.. Şimdi 11 bin lira götürsem paraüstü diye‚ 1 lirası bana kalacak‚ 10 bini alacaklar.. Fakat‚ ben iki tane sakız alıyorum‚ paraüstü 9 bin lira kalıyor‚ haliyle almıyorlar bozuklukları.. Yani‚ bin lira kalacakken 9 bin lira kalıyor cepte.. 9-10 yaşında yapabildiğim ekonomi bu..

Daha sonra akşam oluyor; sabah okul için hazırlık yapmamı söylüyor annem.. Hayatım boyunca önemsemedim okulu‚ gidip uyuyorum hemen radyomu açıp.. Melon Şapka..

Sabah olduğunda okul harçlığımı alıyorum tabi‚ bir simit ve bir ayran parası.. Unutmam hiç; simit 6 bin lira‚ ayran 8 bin lira.. Sabahçıydım o vakit‚ kahvaltıda yarım ekmek peyniri mideye indirdiğim gibi çıkardım‚ akşama kadar acıkmazdım.. İşin ucunda 14 bin lira daha koymak var kenara..

Akşam eve geldiğimde yemekten önce günlük taştan kale kurarak "abanmak yok lan" diye uyarılar dağıttığımız sokak maçlarımız olurdu.. Penyem (o zaman t-shirt değil‚ penye idi onlar‚ ne ara değişti‚ anlamadık) sırılsıklam olmuştu terden.. Fakat o acınacak durumda bile hala uyarılarımızı sıralıyoruz "bel üstü gol değil oolum!"..

Akşam ezanı okunmadan evde olmamı isterdi annem.. Maç bitti.. Topun sahibi koltuğunun altına aldı topunu ve maç bitti haliyle.. Dağıldık biz de.. Balkona doğru anneea diye bağırıp bir şey lazım mı diye soruyorum.. Yine bir 20 binlik gelir mi acaba hinliği var tabi.. Vallahi atıyor aşağıya‚ paraya mandal takıp.. Dünkü tarife.. Hooop‚ 9 bin lira daha cepte..

Böyle giderse amacıma ulaşıyorum usta.. Hafta sonu yapıyorum o deliliği..

Bir akşam okuldan geldikten sonra "maalle maçı var anne‚ akşam geç gelicem biraz" dedikten sonra Göztepeden atladım minibüse‚ evlendirme dairesinin orada indim (bu kadar yakın olduğunu bilseydim daha sonraki yıllarda yapacağım gibi -yürürdüm-).. Stadı biliyorum zaten‚ güvenliklere sora sora biletlerin nereden alındığını öğrendim.. Sıra vardı çok‚ ama eve de geç kalmamam lazım.. Gözümü karartıp girdim araya‚ kimse farketmedi bile.. Bücürüm işte‚ kimse yere bakmıyor ki..

Ben yalnızım‚ 10 yaşındayım..

* * *
Sıra bana geldiğinde bozuklukları yıktım adamın önüne‚ garip garip baktı‚ vermeyecek sandım bileti.. Boncuk boncuk terlemiştim o anda.. Birkaç bir şey yaptı‚ uzattı biletimi bana.. Bileti elime alıp bilmediğim bir yöne doğru koştum heyecandan! Kimsenin beni göremeyeceği bir yere gidip biletimi katladım‚ yerleştirdim arka cebime.. Bileti katladıktan sonra da pişman oldum‚ ya geçmezse?

O kadar korktum ki elimden alırlar diye.. Çünkü o bilet‚ benim için o anda dünyanın en değerli varlığıydı..

Daha sonra çabucak eve döndüm.. Mahallede bir yürüyüşüm var ki sorma gitsin! Çok oyalanmadan eve girdim.. Sanki vazo kırmış ama bunu annesinin farketmesini bekleyen‚ farketmezlerse söylemeyecek olan çocuğun bekleyişi gibi birşeydi benimkisi.. Ama nerden anlayacaklardı ki benim maça gideceğimi? 3 gün var maça.. Geceleri uyuyamıyorum..
Ben yalnızım‚ 10 yaşındayım..

* * *

Haberlerde‚ gazetelerde haftasonu oynanacak Fener'in maçından bahsediyorlar‚ bende garip bir duygu var; ben de orada olacağım!..

Maç günü geldi‚ çattı.. Sabah erkenden çıkmam gerektiğini duymuştum sağda solda.. Mahallede kimseye soramıyorum da‚ ya evin kulağına giderse‚ çocukluk işte.. Çok alakasız isimlere‚ sanki dünya sırrını paylaşıyormuş gizeminde eğilip "pişt‚ maça gidicem‚ kaçta orda olmam gerek" diye soruyorum.. Aldığım cevapların ortalama bir saati kaçtım Kadıköy'e‚ ama yürüyerek.. O mesafeye minibüs parası verecek göz var mı bende?

Üzerimde babamın karne hediyesi olarak aldığı forma.. Çubuklu‚ emlak bankası yazan ve sağ tarafında kocaman adidas yazısı olan forma.. Çubuklunun sarısı güzelde‚ laciverti mavi gibi.. Neyse‚ sorgulayamıyorsun o yaşta hiç birşeyi.. Aşıksın işte ona‚ sanane renginin tonundan.. Saf bir sevgiydi bu..

Söğütleçeşmenin oradan‚ tren istasyonunun altından girdim‚ sanki bir düğündeyim ve her tarafta akrabalarım var.. Hani çubukluyu gördüğüm herkesi sanki 10 yıldır tanıyor gibiyim‚ müthiş bir güven duygusu var.. Bir anda o içimdeki korku‚ endişe falan kaybolup gitti.. Çeşit çeşit arkadaş grupları var‚ aileler‚ arkadaşlar hep etrafımda..
Ben yalnızım‚ 10 yaşındayım..

* * *

Evde birşeyler yemek istemiştim ama akşamı düşündüğüm için heyecandan bir şey yiyemedim.. Kadıköyde o karnavalı görünce bir acıktım ki sorma gitsin.. Her yerden köfte kokuları geliyor zaten! Cebimde sallanan demir parçalarını saydım‚ yetiyor aslında.. Fakat nooolur noolmaz.. Harcamıyorum.. İçerde pahalı olduğunu duydum‚ onun için dışarıda bir şişe su aldım‚ çok bağırırsam içerim diye.. Daha sonra içeri girerken biletimi hemen çıkarmak istemiyorum‚ arka cebime öyle bir yerleştirmişim ki‚ kimse almasın diye!

Polis aramasına kadar geldim‚ herkesi gözlüyorum önce ne yapıyorlar diye.. Kaptım işi‚ polisin önünde dikiliyoruz‚ ellerimizi kaldırıyoruz.. Beni farketmediler bile‚ yandan geçecektim‚ ama serde dürüstlük var işte‚ abi dedim içeri giricem ben! Tamam geç dedi‚ aramadı.. Sanki bana büyük bir kıyak geçmişti‚ öyle sevindim ki.. Halbuki nedir yani‚ üzerimde bir şey mi vardı da? Çocukluk işte..
Ben yalnızım‚ 10 yaşındayım..

* * *

Kapıdan girdim ve o kocaman yeşil alanı gördüm ya‚ büyülenmiş gibiydim adeta! Halen daha bana olur bu duygu.. Hemen hemen her maç oradaydım‚ fakat her girişimde stada acaip bir güven hissi uyanıyor içimde.. O yeşili‚ o tribünü görünce..

İlk tabi‚ keşif dönemindeyim.. O ne‚ bu ne diye soracak kimse de yok.. En azından eli yüzü düzgün birkaç adamın arasına geçerim diye düşünüyorum.. Nasılsa muhabbeti kurarım ben.. Biliyorum işte‚ oraların maskotu olurum.. Gol atarsak eğer, beni havalara atarlar.. Belki sorularıma cevap bile verirler..

Vardı eskiden böyle ağbiler..

Dayanamıyorum artık‚ iyice acıktım içeri girince.. Kalenin arkasındaki boşlukta köfte satıyorlar.. Dışarda 20 bin lira‚ stadta 25 bin lira.. Mecbur.. Almaktan başka çarem yok.. Hal böyle olunca yarım ekmek köfte alıyorum‚ fakat ayran kalıyor askıda.. Su ile idare ederim artık.. Tezgahta beklerken arada oturduğum yerime bakıyorum‚ kimse kapmış mı diye..

Alıyorum köfteyi‚ geçiyorum yerime.. "birazdan gelicem abi‚ yerimi tutar mısın" dediğim adam da afiyet olsun diyor.. "ben de aşağı inicem‚ bir şey istiyor musun" diye sordu‚ "yok" dedim "ağbi‚ ben aldım işte‚ bak" diyorum.. Gülüyor ve o da aşağı iniyor.. Ağbinin yerinde benim gözüm‚ kimse oturmasın diye kolluyorum! O an o görevi biçtim kendime.. Geliyor‚ ve kendisine bir köfte almış ve poşetten bir ayran çıkartıp bana uzatıyor.. al bakalım‚ öyle suyla olmaz..
Ben yalnızım‚ 10 yaşımdayım..

* * *

Maç bitiyor..

Dediklerim aynen gerçekleşiyor.. Antalyaspora 3 tane çakıyoruz! Her golde bana sarılıp havalara atıyorlar.. Muhabbet gırla! Maçtan sonra arka sıramda oturan ağbi yanıma gelip "yol paran var mı genç?" diye soruyor.. "Var tabi cebimde" diyorum en saf şekilde..

Yağmur yağıyor ama eve yürümek istiyorum.. Bu gece yaşadıklarımı düşünmem lazım‚ eve doğru yürürken.. Sanki bir an önce eve gitsem herşeyin büyüsü kaçacakmış gibi..

Ve 2008..
Herşeyin büyüsü kaçmış gibi sanki..

Ne o köfte yiyen çocuklara ayran getiren ağbiler‚ ne de yalnız gördüğü birisine yol paran var mı diye soranlar..

Ve en çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?
Bu duyguyu bir çok çocuk yaşayamayacak artık..
Hatta hiç!..

Bu duyguyu yaşamanın bedeli‚ 33 ytl‚ olmadı mı? O halde 66 ytl..
Haydi hayırlı işler..

Ben yalnızım‚ 10 yaşındayım..


1 yorum:

  1. renkleri fark etmez ama sözunu verdik kardeşim biz yapacağız bunu...

    YanıtlaSil